İnsanlık tarih boyunca büyük afetler, savaşlar, kıtlıklar, salgınlarla mücadele ederken uygarlıklar yeşertmeyi de sürdürdü. Uzayın derinliklerine araçlar gönderebilecek, atomdan daha küçük parçacıkları inceleyebilecek teknolojiler geliştirdi. Öte yandan bize bütün yaşamı sunan biricik gezegenimizi son onyıllarda artan bir hızla yıprattı. “Dünya Gemisi” hiç bu kadar büyük kalabalıkların yükünü taşımadı, doğada bulunmayan yapay maddelerle bu kadar kirlenmedi, yeryüzü sistemlerine insan kadar zarar veren bir canlı türü barındırmadı.

Günümüzde iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, azot dengesinin bozulması, okyanus asitleşmesi, ormanların azalması gibi sorunlar insanlığın değilse bile uygarlığın sonunu getirebilecek düzeylere ulaşmakta. Üstelik, bu karmaşık sistemler henüz tam olarak anlayamadığımız mekanizmalar içeriyor. Yani, “Dünya Gemisi” bugün tehlikeli ve bilinmez sulara yelken açmakta… Geminin yükünü zaman kaybetmeden hafifletmemiz, yapısını güçlendirmemiz gerekiyor. İnsan etkinliklerini karşımızdaki riskleri azaltacak güvenli sınırlar içine çekebilirsek, sürdürebilir bir uygarlık geliştirmeyi başarabileceğiz. Bu da ancak hepimizin katkılarıyla mümkün.

Kitap, birçok bilim dalını ilgilendiren bu karmaşık konuları kolay anlaşılır şekilde basitleştirip bir roman havasında sunarken, başta gençler olmak üzere tüm okurları yaşam tarzlarıyla birlikte uygarlığımızı daha dayanıklı ve sürdürülebilir şekilde değiştirmeye davet ediyor. Küresel toplumun çok geç olmadan bu dönüşümü başarması umuduyla…